1 ARNAVUT DİL TARİHİNE KURAMSAL BİR YAKLAŞIM1 A Theorical Approach to Albanian
1 ARNAVUT DİL TARİHİNE KURAMSAL BİR YAKLAŞIM1 A Theorical Approach to Albanian Language History Özet: Arnavutça, Hint-Avrupa dil ailesinin kendine müstakil kollarından biridir. Yapısal özellikleri bakımından günümüzde yaşayan birçok Hint-Avrupa dili ile benzerlik göstermesine rağmen ne yakın bir akrabasına ne de tam kökenine ulaşılabilmektedir. Kökeni kesin bir kanıtla sabitlenmemiş olsa da araştırmacıların çoğunluğu Arnavutçanın İliryalıların kullandığı dilin zaman içerisinde evrim geçirmiş hali olduğu kanısındadır. Arnavutçanın dil tarihi ve kökeni ile ilgili araştırmaların XVIII. yüzyılda başladığı görülmektedir. Hint-Avrupa dil ailesindeki yeri ise XIX. yüzyılda kabul edilmiştir. İlk yazılı belgeleri XV. yüzyılda başlayan Arnavutçanın bu tarihten öncesi karanlıktır. Bu nedenle genel kanının dışında araştırmacılar tarafından Arnavut toplumunun ve dolayısıyla Arnavut dilinin kökeni hakkında farklı kuramlar da ortaya atılmıştır. Özetle Arnavutçanın köken problemi tarihi sebeplerden ve yazılı belgelerin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. İlir toplumundan geldiği kabul edilen Arnavutların tarihinde antik çağdan orta çağa kadar büyük boşluklar bulunmaktadır. Dolayısıyla Arnavut tarihi birçok halkası kaybolmuş, parçalanmış bir sıra gibi karşımıza çıkmaktadır. İncelememiz, Arnavutçanın dil tarihi üzerine çalışmış araştırmacılar ve üretilen kuramlar bağlamında günümüzdeki yerinin tespitine yönelik olacaktır. Anahtar Kelimeler: Arnavut, İlir, Dil ve Tarih Abstract: Albanian language is one of unique language in Indo-European language family. In terms of structural features, although it does not resemble many of the Indo-European languages that lived today, neither close relatives nor their origin can be reached. Although the origin is not fixed with certainty, the majority of researchers believe that Albanian language is the language used by Illyrians which has evolved over time. The research of the Albanian language history and its origin seems to have begun on XVIII. century. The place of the Indo-Europian language family was accepted in the XIX. century. Albanian language history is dark before XV. century that were beginning the first written dokuments For this reason, apart from its general conviction, different theories about the root of the Albanian society and therefore the Albanian language have been raised by the researchers. In summary, the Albanian origin problem is due to historical reasons and lack of written documents. Albanians, who are considered to be from the Illyr community, have huge gaps in their history from ancient times to the middle ages. Therefore, many peoples of Albanian history have disappeared like a disorganized row. Our investigation will be directed towards the identification of the present place in the context of researchers and produced theories on Albanian language history. Keywords: Albanian, Illyr, Language and History 1 Bu makale Tolga DİLLİOĞLU’nun yayınlanmış Yüksek Lisans tezinden hazırlanmıştır. 2 Arnavutça Hint-Avrupa dil ailesinin müstakil bir koludur. Yazılı belgeler ışığında incelendiğinde ne yakın bir akrabasına ne de tam kökenine ulaşılmaktadır. Kökeni kesin bir kanıtla sabitlenmemiş olsa da araştırmacıların çoğunluğu Arnavutçanın İliryalıların2 kullandığı dilin zaman içinde evrimleşmiş hali olduğu kanısındadır. XIX. yüzyıla kadar Hint-Avrupa dili olarak kabul edilmeyen Arnavutçanın, aslında bu dil ailesinin ayırt edici özelliklerinin birçoğunu taşıdığı tespit edilmiş ve araştırmalar günümüze kadar hızlanarak devam etmiştir. Bu kadar geç tespit edilen ve kökeninin çözümlenmesinde hala problemler içeren Arnavut dilinin öncesi karanlıktır. Bu karanlığın sebebi ise bu dilin ve toplumun kökenleri üzerine yapılan araştırmaların çok geç başlaması ve yazılı belgelerinin çok geriye gitmemesidir. İlir toplumunun tarih sahnesinden çekildikten sonra aynı bölgede Arnavut toplumunun ortaya çıkması arasında kayıp yüzyıllar bulunmaktadır. Aynı durum günümüzde ölü diller arasında gösterilen fakat devamında Arnavutçanın geldiği kabul edilen İlircenin ilişkisinde de fark edilmektedir. Arnavut toplumu günümüzde Arnavutluk, Kosova, Makedonya başta olmakla birlikte Karadağ, Yunanistan, İtalya ve Türkiye gibi birçok tarihi ve coğrafi komşularının sınırları içinde yaşamaktadırlar. Arnavutluk, Kosova ve Makedonya’nın batı yakası Arnavut nüfusun en yoğun olduğu bölgelerdir. Yunanistan ve Karadağ sınırları içinde kalan Arnavut nüfusu ise coğrafi açıdan, İtalya ve Türkiye’de yaşayan Arnavutlar ise çeşitli tarihlerde göçler yapmak suretiyle günümüzde farklı sınırlar içinde yaşamaktadırlar. Tarihsel kaynaklarda bölgenin en eski toplumlarından biri olarak kabul edilen İlir toplumunun yaşadığı bölge günümüzde Arnavutların yoğun olarak yaşadığı Arnavutluk, Kosova, Makedonya ve kısmen Karadağ ve Yunanistan’a tekabül etmektedir.3 Arnavut toplumunun ve dilinin gerçek kökenlerinin anlaşılması için gerçekleştirilen girişimler farklı dönemlerde çeşitli kuramlar ortaya çıkarmıştır. Günümüze kadar Arnavutların kökeni üzerine yapılan araştırmaların sonucunda üç farklı kuramın ortaya atıldığı ve savunulduğu bilinmektedir. Bunlardan ilki ve en çok kabul göreni Arnavutların İlir kökenli olduğudur. Arnavutların dili ve kökeni üzerine araştırmalar yapan tarihçi Johann Erich Thunmann, bu tezin en erken ve en önemli savunucularından biri olarak kabul edilmektedir. Johann Erich Thunmann, yapmış olduğu araştırmalar sonucunda bu tezi ortaya atarken söyledikleri, Arnavut tarihi üzerine yazılmış dönemin eserlerinde şu şekilde geçmektedir: “Yaptığım tarihsel araştırmalarda Arnavut toplumuna ait bir göç izine rastlayamadım. Arnavutların dili de böyle bir durumdan bahsetmiyor. İşte bu iki kanıt bana Arnavutların İlirlerden geldiğini gösteriyor.”4 Johann Erich Thunmann, 1774 yılında yayınladığı “Untersuchungen über die Geschichte der östlichen europäischen Völker (Doğu Avrupa Halklarının Tarihi Üzerine Araştırma)” eserinde ise bu söylemini daha ileri bir boyuta taşıyarak Arnavutların doğrudan İlir boylarından geldiğini söylemektedir.5 Günümüze kadar çürütülemeyen bu tezin en önemli savunucularından bazıları tarihçi Jakob Philipp Fallmerayer, filolog Franz Xaver Ritter von Miklosich ve dilbilimci Gustav Meyer’dir. Bu araştırmacıların içinde Gustav Meyer Arnavut dili üzerine çalışan önemli Albanaloglar arasında gösterilir. Arnavut dilini akrabalık açısından diğer Hint-Avrupa dilleriyle karşılaştırmıştır ve ortaya önemli bulgular çıkarmıştır. Bunun yanı sıra Arnavut dili üzerine yazmış olduğu etimolojik sözlük ise dönemin hem eş zamanlı hem de art zamanlı bir çalışması 2 Tarih kaynaklarına göre M.Ö. V.-IV. yüzyıllarda dağınık kabileler halinde günümüz Arnavutluk topraklarını da kapsayan Balkan Yarımadasının batısında yaşadıklarına inanılan eski bir Avrupa topluluğudur. Bkz: Muzafer Korkuti, Historia e Popullit Shqiptar, Toena Yayınevi, Tiran 2002, s. 19. 3 İlirlerin yaşadığı topraklara ait milattan önceki tarihlerden günümüzde kadar birçok harita mevcuttur. Ayrıntılı bilgi için bakınız: Arsim Spahiu, Pellazgët dhe ilirët në Greqinë e vjetër, Mësonjëtorja Yayınevi, Tiran 2006, s. 314-329. 4 Jup Kastrati, Historia e Albanologjisë 1497-1997, 1. cilt, Argeta-Lmg Yayınevi, Tiran 2000, s. 392. 5 Johannes Thunmann, Untersuchungen über die Geschichte der östlichen europäischen Völker, Crusius Yayınları, Leibzig 1774, s. 172-362. 3 olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda Arnavutların ve Arnavutçanın kökeni problemine ışık tutan önemli bir kaynakça olarak da kabul edilmektedir. Arnavutların kökeni ile ilgili ikincisi tez Trak kökenli olduklarıdır. Filolog Hermann Hirt, dilbilimci Hugo Ernst Mario Schuchardt ve filolog Bogdan Petriceicu Hasdeu bu tezi savunan öncüler arasında gösterilmektedir. Üçüncü tez ise Arnavutların İlir ve Trak boylarının karışımı olduğudur. Bu tezin en önemli savunucuları ise tarihçi ve filolog Marie Henri d'Arbois de Jubainville, Albanalog Baron Nopcsa ve Norbert Jokl olarak bilinir.6 Yukarıda bahsi geçen kuramların geneli Arnavut toplumunun ve dilinin Trak kökenli mi yoksa İlir kökenli mi olduğunu anlamak ve bu doğrultu üzerine yerleştirmek amacıyla ortaya atılmış ve savunulmuştur. Bu kuramların ilki olan Arnavutların doğrudan İlir soyundan geldiği iddiası, araştırmacıları hem bu alanda kanıtlar toplamaya hem de farklı alanlara sürüklemiş olsa bile, günümüzde de en çok kabul gören bu iddianın aksini kanıtlayacak yeterli bulgular henüz bulunamamıştır. Fakat ortaya atılan kuramlar bağlamında hızlanan araştırmalar, Arnavut dilinin ve tarihinin birçok alanına ışık tutmuştur. Daha önce merak edilip hiç araştırılmayan veya araştırıldığına dair herhangi bir yazılı metne sahip olmayan Arnavutça, dil ve tarih alanında aydınlatılmaya başladıkça daha önce bilinmeyen yeni bulguları da ortaya çıkarmıştır. Araştırmacılar tarafından Arnavut dilinin tarihi ve kökeni üzerine yapılan çalışmaların çok geç başladığı bilinmektedir. Kuramlar bağlamında başlayan bazı çalışmalar sonucunda XIX. yüzyılda Arnavut diliyle ilgili önemli bir sonuca ulaşılmıştır. Bu sonuç kısaca Arnavutçanın dünya dilleri arasındaki yeridir. Birden fazla araştırmacı tarafından bu konuyla ilgili de birçok kuram ortaya atılmış ve kanıtlanmaya çalışılmıştır. Bu araştırmacıların başında Arnavut dilini Hint-Avrupa dil ailesine yerleştiren Franz Bopp gelmektedir. Franz Bopp, Arnavutçanın akrabalık açısından Hint-Avrupa dil ailesine ait olduğunu ancak temel elementleri açısından hiçbir Hint-Avrupa dili ile yakınlık göstermediğini öne sürmüştür.7 Karşılaştırmalı dil çalışmalarının önemli öncülerinden biri olan Franz Bopp’un bu tezini doğrulayacak mevcut tüm bilimsel gerçeklikleri daha sonraki yıllarda yapılan çalışmalar ve araştırmalar kesin bir şekilde ortaya koymuştur. Aynı zamanda Franz Bopp’un bu kanıtları sonrasında devam eden çalışmalarda hiçbir dilbilimci Arnavutçanın Hint-Avrupa dil ailesi dışında bir yeri olduğunu ispat edememiştir. Franz Bopp’un ardından Soyağacı Kuramının fikir babası olan August Schleicher de Arnavutçayı bu soy ağacının içine yerleştirmiş, İtalo-Keltik ve Yunancanın da içinde yer aldığı güney Hint-Avrupa dillerinin içinde göstermiştir. August Schleicher, Arnavutçayı Latince ve Yunancaya yakın ama Yunancaya daha yakın bir yere koymuş ve bunu kanıtlamaya çalışmıştır. XIX. yüzyılın son yarısındaki çalışmalarda Arnavut diline ilgi duyan birçok araştırmacının Arnavutça ve Yunanca arasında yakın bir akrabalık bağı olabileceği şüphesinden hareketle yola çıktığı görülmektedir. Bu yüzden August Schleicher de bu iki dili araştırmalarında ortak bir söylem içinde kullanmış ve “Pelazg8 ailesinin çifti” olarak adlandırmıştır.9 Devam eden süreçle birlikte bu söylem yeni tartışmaları beraberinde getiren bir kuram haline gelmiştir. August Schleicher kuramını kanıtlama yoluna giden en önemli isim dönemin Arnavut kökenli İtalyan Dhimëter Kamarda olmuştur. 1886 yılında yayınladığı “Saggio di 6 Spiro Konda, Shqiptarët dhe Problemi Pellasgjik, Uegen Yayınevi, Tiran 1964, s. 28. 7 Shaban Demiraj, “Shqipja-Gjuha Indoevropiane”, Për Gjuhën Shqipe dhe Mendimin Kritik, Der.Ali Jashari, Mklsh Yayınevi, Tiran 2000, s. 1-9. 8 Yunanlıların gelişinden önce Yunanistan, Teselya ve Doğu Akdeniz adalarında yaşayan halkların genel adının olduğu var sayılmaktadır. Genellikle Antik Yunan yazarları tarafından efsane olarak bahsedilmelerine rağmen günümüzde etnik bir toplum olarak kabul edilmektedirler. Bkz: Mathieu Aref, Mikenët=Pellazgët. Greqia ose zgjidja e një enigme, Plejad Yayınevi, Tiran 2008, s. 40. 9 Eqrem Çabej, Hyrje në historinë e gjuhës shqipe I, Çabej Yayınevi, uploads/Geographie/ arnavut-dil-tarihine-kuramsal-bir-yaklasim-pdf.pdf
Documents similaires
-
16
-
0
-
0
Licence et utilisation
Gratuit pour un usage personnel Attribution requise- Détails
- Publié le Jan 05, 2023
- Catégorie Geography / Geogra...
- Langue French
- Taille du fichier 0.5018MB